Tam
EskidenYeniye
 

Ağar´a 130 sayfalık gerekçe

Mehmet Ağar hakkında beş yıl hapis cezası veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi 130 sayfalık gerekçeli karar hazırladı. Yargı tarihinde eşine ender rastlanabilecek 130 sayfalık gerekçeli kararın, Ayhan Çarkın´ın itiraflarıyla başlatılan ve Ankara Özel Yetkili Savcılarının yürüttüğü 1990´lardaki faili meçhul cinayetler soruşturmasında da delil olarak kullanılması bekleniyor. Susurluk´un kilit ismi olarak gösterilen Mehmet Ağar hakkında önceki ay ´silahlı teşekkül oluşturmak´tan 5 yıl hapis cezası verilmişti.

04.11.2011 11:10 Susurluk Davasında eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar hakkında beş yıl mahkumiyet cezası veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin 130 sayfalık gerekçeli kararı hazır. Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Dündar Örsdemir tarafından hazırlanan gerekçeli karar, mahkemenin eski başkanı Hasan Şatır´ın imzasını bekliyor. Mehmet Ağar hakkında Susurluk Davası kapsamında beş yıl hapis cezası veren mahkeme gerekçeli kararı hazırladı. Yargı tarihine eşine ender rastlanabilecek 130 sayfalık gerekçeli kararın, Ankara Özel Yetkili Savcılarının yürüttüğü 1990´lardaki faili meçhul cinayetler soruşturmasında da delil olarak kullanılması bekleniyor.

-Mehmet Ağar´ın yargılama süreci-

1997 yılında, İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı Mehmet Ağar hakkında, Sedat Bucak ile birlikte ?cürüm işlemek için çete kurmak, hakkında yakalama ve tevkif müzakeresi bulunan kişileri (Abdullah Çatlı) yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye kullanmak? iddialarıyla altı yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açmıştı. Ancak o dönem Ağar´ın bakan olması sebebiyle yargılama süreci başlayamamıştı. 11 Aralık 1997´de dokunulmazlığı kaldırılmasıyla birlikte süreç başladı. Mehmet Ağar, 10 Ocak 1998´de DGM´de üç saat sanık sıfatıyla ifade verdi. Ağar ifadesinde olayların meydana geldiği dönemde bakanlık görevinde olduğu için Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. DGM yargılama ile ilgili önce görevsizlik kararı verdi, sonrasında Yargıtay 8. Ceza Dairesi´nin de yargılamanın durdurulması yönünde karar almasıyla Ağar´ın yargılama süreci başlamadan bitmiş oldu. Yargılamanın durdurulmasından 3 yıl sonra 15 Haziran 2000´de Ağar´ın Yüce Divan´da yargılanıp yargılamamasını görüşen Meclis Soruşturma Komisyonu, 8´e karşı 6 oyla yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. Ağar, TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu ve İstanbul DGM savcılarına verdiği ifadelerde de ?devlet sırrı? diyerek olayları anlatmadı. ( Taraf)

DAVANIN GEÇMİŞİ

Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanıyordu. Danıştay 1. Dairesi, Ağar´ın ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek´ iddiası yönünden lüzumu muhakemesine ve eylemine uyan TCK´nın, ´suç işlemek için örgüt kurmak´ başlıklı 220. Maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti. Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Daire´nin kararını onayarak dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar´ın ´vali´ statüsünde olduğu gerekçesiyle dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüş, Ağar´ın isnat edilen suç tarihinde Emniyet Genel Müdürü olduğuna işaret eden daire, ´görevsizlik´ kararı vererek dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesi´ne iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de ´görevsizlik´ kararı vererek dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.

Kasım 2008´de Susurluk ile ilgili yeniden yargılanmasına başlanan Ağar, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 15 Eylül 2011´de, ?gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı´nın saklı bulunduğu yeri bildiği halde yetkili mercilere haber vermemek ve gizlenmesine yardım etmek? ve ?yasalara aykırı olarak Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma belgesi ve hususi damgalı yeşil pasaport verilmesini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak? suçlarından beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

SUSURLUK OLAYI NEDİR?

Susurluk davasına giden olay, 3 Kasım 1996´da Balıkesir´in Susurluk ilçesinde bir kamyonla Mercedes marka bir aracın kaza yapmasıyla başlamıştı. Kazada polis müdürü Hüseyin Kocadağ, üzerinde Mehmet Özbay sahte kimliği bulunan Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us hayatını kaybederken, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı kurtulmuştu. Abdullah Çatlı´yı tanıdığını reddeden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.

MAHKEME SUSURLUK DAVASININ GEREKÇELİ KARARINI AÇIKLADI

04.11.2011 - 22:05 Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, Mehmet Ağar´a, ´Susurluk davası´ kapsamında, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu ve yönettiği´ gerekçesiyle verdiği 5 yıllık hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.Mahkemenin gerekçeli kararında, ´Ağar´ın, cürüm işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün yöneticisi olduğu´ kaydedildi. Kararda, 3 Kasım 1996´da meydana gelen ´Susurluk´ kazası sonucunda, ´Türkiye´de katliam sanığı olarak gıyabi tutuklama kararıyla, yurt dışındaysa uyuşturucu kaçakçılığı ve cezaevi firarisi olarak Kırmızı Bültenle aranan bir silahlı eylemci (Abdullah Çatlı) ile bu kişiyi yakalama veya bulunduğu yeri derhal güvenlik birimlerine bildirmekle görevli bir emniyet mensubunun (Hüseyin Kocadağ) ve bir milletvekilinin (Sedat Edip Bucak) birarada bulunmamaları gerekirken, aynı ortamda birlikte bulunduklarının ortaya çıktığı ifade edildi. Bunun üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, İbrahim Şahin, Mehmet Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Abdülgani Kızılkaya, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Yaşar Öz ve Ali Fevzi Bir hakkında ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak ve hakkında tevkif ve yakalama müzekkeresi bulunan kişileri yetkili mercilere haber vermemek´ suçlarından dava açıldığı anlatılan kararda, yargılama sonucunda İstanbul 6 Nolu DGM´nin sanıkları çeşitli cezalara çarptırdığı, bunun Yargıtayca da onandığı belirtildi.

Bu dava ile mevcut dava kapsamına göre, ´cürüm işlemek amacıyla oluşturulan teşekkülün yöneticilerinden olan Ağar´ın, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde, teşekkül üyelerinden hükümlü sanık Yaşar Öz´ün sahte resmi evrakla, ruhsatsız tabanca ve mermilerle yakalanması üzerine, icra ettiği kamu görevi ve nüfuzunu kullanarak, suça konu resmi evrak ve silahların kuryeyle Ankara´ya naklini, ayrıca Öz´ün serbest kalmasını sağladığı´ kaydedildi.

Ağar´ın, Öz´ü adli soruşturmadan kurtararak, evrak düzenletmediği, suç delillerini gizlediği, adli bir olayı savcılık makamından gizleyerek, teşekkül mensuplarını suçtan ve cezadan kurtardığı ifade edilen kararda, Ağar´ın, yine Yaşar Öz adına sahte yeşil pasaport, silah taşıma ruhsatı ve belge düzenleyerek, kendisine imtiyaz tanıdığı ve aleyhine olabilecek cezai ve kanuni takibattan koruduğu ve kolladığının anlaşıldığı aktarıldı.

-Ağar´ın, Çatlı´daki yazısı-

Firari sanık olarak yurtiçi ve yurtdışında aranan, teşekkülün mensuplarından Abdullah Çatlı´nın, ´Mehmet Özbay´ sahte kimliğiyle aldığı silah ruhsat dosyasında, ikametgah adresi olarak Mecidiye Karakol Binasının yazıldığına işaret edilen kararda, yetersiz bilgi ve belgelerle düzenlenen dosyanın, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ´ın referansıyla çabuklaştırılarak, Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderildiği belirtildi.

Burada istihsal olunan ´Olur´ yazısıyla silah ruhsatının verildiği bildirilen kararda, sahte kimlikli Çatlı´da, ´Yanda açık kimliği ve fotoğrafı bulunan Mehmet Özbay, Emniyet Genel Müdürlüğünde uzman olarak çalışmakta olup, silah taşımasına izin verilmiştir. Yardımcı olunmasını rica ederim. Mehmet Ağar, Vali. Emniyet Genel Müdürü´ yazılı mühürlü ve imzalı belge bulunduğuna dikkat çekildi.

Bu belgedeki yazı ve imzaların, ekspertiz raporuna göre Ağar´ın el ürünü olduğu vurgulanan kararda, Çatlı´ya, ´Mehmet Özbay´ sahte kimliğiyle Maliye Bakanlığında 1. derecede Maliye Müfettişi olduğundan bahisle yeşil pasaport sağlanmasında gerekli talimatın da yine Ağar tarafından verildiği belirtildi.

Kararda, ´Ağar´ın, Çatlı´nın gerçek kimliğini bilmesine rağmen, kendisini üst düzey bürokrat olarak gösterip, kanuni takibattan kurtarmak amacıyla belge tanzim ettiği, firari sanık olarak arandığını bilmesine rağmen kendisini yakalamadığı ve yakalanmasını engelleyici faaliyetler içerisinde bulunduğu´ ifade edildi.

-´Sami Hoştan´ın silah ruhsatına referans´-

Teşekkül mensuplarından, kumarhane işletmecisi ve uyuşturucu ticareti yaptığı iddia edilen hükümlü sanık Sami Hoştan yakalandığında, üzerinde kendi fotoğrafı yapışık, ´Remzi Özer´ sahte ismiyle düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı fotokopisi, bir adet tabanca ve mermilerle, buna ilişkin taşıma ruhsatının ele geçirildiği anlatılan kararda, ´Soruşturma neticesinde, Sami Hoştan´ın kendi adına düzenlenen silah ruhsat dosyasının incelenmesinde, yeterli araştırma yapılmadan ve mevzuata uyulmadan, emsaline az rastlanacak sürede silah ruhsat dosyasının hazırlandığı, bu silah ruhsat dosyasında da sanık Ağar´ın referansının bulunduğu anlaşılmıştır´ denildi.

MİT´te istihbarat elemanı olarak çalışan Tarık Ümit´in otomobilinin 4 Mart 1995´te Silivri civarında terk edilmiş olarak bulunması ve kendisinin kaybolması üzerine soruşturma başlatıldığı belirtilen kararda, soruşturma neticesinde, silahlı teşekkülün yöneticilerinden olan hükümlü sanık İbrahim Şahin´in, MİT görevlisi Mehmet Eymür´ü, ´bu soruşturmanın derinleştirilmesinin Emniyet ile MİT´in çatışmasını gerektireceği tehdidiyle geri çekilmek zorunda bıraktığı´ kaydedildi.

Kararda, Şahin´in bu olayın araştırılmasının ve ortaya çıkarılmasının önüne geçtiği bildirilerek, ´Emniyet Genel Müdürü olan sanık Ağar´a durumun iletilmesi üzerine, ´Bizim tosunlar bana sormadan bir şey yapmazlar. İlgileneceğim´ dediği, konuyla ilgilenmeyerek, teşekkülün faaliyetlerine göz yumduğu gibi, mensuplarını koruyup, kolladığı anlaşılmıştır´ değerlendirmesi yer aldı.

-Topal cinayetiyle ilgili gözaltılar-

Kararda, kumarhane işletmecisi Ömer Lütfi Topal´ın 28 Temmuz 1996´da öldürülmesinden sonra İstanbul Emniyetine telefonla yapılan bir ihbar üzerine, silahlı teşekkülün mensuplarından, özel harekat polisleri Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy ve Oğuz Yorulmaz ile Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir´in gözaltına alındığı anımsatılarak, bundan haberdar olan dönemin İçişleri Bakanı Ağar´ın, hemen olaya müdahale ettiği ve İbrahim Şahin´i İstanbul´a gönderdiği belirtildi.

Gözaltına alınanların, Ağar´ın talimatıyla Şahin tarafından Ankara´ya getirildiğine ve bu kişilerin, ´suçla ilgili bilgi elde edilemediği´ bahsiyle serbest bırakıldığına yer verilen kararda, Şahin´in, bu durumu Emniyet kayıtlarına geçirmediği ve adli evrak tanzim etmediği anlatıldı.

Özel Harekat Daire Başkanlığına tahsis edilen ve kayıtlarda yer alan bazı silahların, teşekkül mensuplarına kayıt dışı verildiğine ve Topal cinayetinde kullanılan silah üzerinde, Çatlı´nın parmak izinin bulunduğuna işaret edilen kararda, ´Bu itibarla, silahlı teşekkülün yöneticisi konumunda olan sanık Ağar´ın, İçişleri Bakanı olduğu dönemde, ihbar üzerine Topal cinayetiyle ilgili gözaltına alınan silahlı teşekkül mensubu sanıkların serbest kalmasını sağlayarak, adli soruşturmadan kurtarmak maksadıyla hareket ettiği, haklarında adli evrak düzenletmediği gibi suç delillerini gizlediği, adli bir olayı savcılık makamlarından gizlemek suretiyle teşekkül mensuplarını suçtan ve cezadan kurtardığı anlaşılmıştır´ denildi.

-Örgüt yapısı-

Kararda, Ağar´ın, 1993´te Emniyet Genel Müdürlüğüne atandıktan sonra, silahlı teşekkül yöneticilerinden İbrahim Şahin´i Özel Harekat Daire Başkan Vekilliğine getirdiği, diğer yönetici hükümlü sanık Mehmet Korkut Eken´i de yanına müşavir olarak aldığı belirtildi.

Ağar´ın, görevinin nüfuz ve yetkilerini kullanarak, Şahin´in bir süre korumalığını yapan ve kendisiyle operasyonlara katılan eski Özel Harekat Polisleri Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça, uyuşturucu ticaretinden aranan Yaşar Öz, Sami Hoştan, Ankara Bahçelievler´de 7 TİP´li gencin katliam sanığı Haluk Kırcı, kumarhane işletmecisi Ali Fevzi Bir, ölen firari sanık Abdullah Çatlı ve Abdülgani Kızılkaya ile teşekkül oluşturduğu ifade edildi.

Ağar´ın, bazı teşekkül mensuplarına, Emniyet Genel Müdürlüğünce alınan vahim nitelikteki silahların tahsisini ve Hoştan´ın mevzuata aykırı olarak silah ruhsatı almasını sağladığı aktarılan kararda, yine Ağar´ın, Öz ve Çatlı´ya sahte silah ruhsatı ve yeşil pasaport verilmesini temin ettiği, kendilerine imtiyaz tanıyarak koruyup, kolladığı anlatıldı.

Ağar´ın, gözaltına alınan teşekkül mensuplarının serbest bırakılmasını sağladığı, haklarında evrak düzenletmediği, durumu adli makamlara intikal ettirmediği, suç aleti ve delillerini gizlediği ifade edilen kararda, Öz ve Çatlı´nın gerçek kimliklerini bilmesine rağmen kendilerini yakalamadığı, yakalanmalarını engelleyici faaliyetler içinde bulunduğunun sübuta erdiği belirtildi.

-´Tam bir dayanışma ve işbirliği´-

Kararda, tüm bu açıklamalar ışığında, ´Emniyet teşkilatında görevli olan teşekkül mensuplarının, terörle mücadele adı altında yola çıkıp, bir süre sonra yasaların kendilerine verdiği yetkileri tam bir sorumsuzluk içinde ve çıkarlarını gözeterek, her türlü yasa dışılığı meşru sayıp, amaçlarına ulaşmak için her yöntemi uygun yöntem olarak benimsedikleri, yanlarına kumarhane işletmecisi, uyuşturucu kaçakçısı ile katliam sanığı ve hükümlüsünü de alarak, tam bir dayanışma ve işbirliği içinde hareket ettikleri ve çeteleşme sürecine girdikleri´ ifade edildi.

Bu kişilerin, ´cürüm işlemek için teşekkül meydana getirmek´ suçunu oluşturmanın ötesinde, Anayasa´nın 6. maddesindeki ´Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz´ hükmüne karşı bir örgütlenme ve yetki kullanımı yoluna gittikleri bildirilen kararda, şu değerlendirmelere yer verildi:

´Bunun ise hukuk devleti kuralları içinde savunulur yerinin olamayacağı, terörle mücadele adı altında da olsa, hukuk dışı bir örgütlenmeyle devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak, yürürlükteki yasalar yerine kendi güç ve kuralları ile sözde yasalar oluşturmanın devleti hukuk devleti olmaktan çıkaracağı, bu koşullarda da güçlünün sözünün geçtiği, nerede başlayıp nerede sona ereceği belli olmayan her türlü yasadışılığın egemen olduğu bir sistem oluşacağı, sonuçta yurttaş-devlet ilişkisinde hukuk kuralları yerine korku ve kaygının geçerli olacağı, bunun da bir Anayasa ve yasa ihlalinin ötesinde tam bir hukuk ihlali niteliği taşıyacağı ve hukuk devletinin bütünüyle ortadan kalkması sonucunu doğuracağı göz önüne alındığında, sanığın eylemleri 765 sayılı TCK´nın 313. maddesine uyar nitelikte görülmüştür.´

- ´Pişmanlık göstermeyen hal ve tavırlar´-

Kararda, yargılama aşamasında Cumhuriyet savcısının, Ağar´ın ´suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ suçundan cezalandırılmasını talep ettiği anımsatıldı. Buna karşın, ´Ağar´ın, teşekkülün hiyerarşik yapılanması içerisindeki konumu, kullandığı kamu gücü, sahip olduğu yetki ve görevlerinden faydalanmak suretiyle yaptığı atamalar, diğer teşekkül yöneticileri ve üyelerinin kendisinden emir ve talimat alması, teşekkülü yönetimi ve denetimiyle organize etmesi, eylem ve faaliyetlerinin yoğunluğu ve icra kuvveti nazara alındığında, kastının çeteye yardım boyutunu aşarak, çetenin yöneticisi konumunda olduğu kanaatine varıldığı´ bildirildi.

´Ağar´ın, eylemlerinde, yasalardan kaynaklanan görev ve yetkilerini kötüye kullanmak suretiyle, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı görevlerini icra ettiği süreç içerisinde kamu gücü ve nüfuzundan faydalandığı, sübuta eren suçu işleyiş biçimi ve özelliği, kastının yoğunluğu, suç sebep ve saikleriyle suçtan sonra pişmanlık göstermeyen hal ve tavırları, suç işleme hususundaki eğilimi, işlenen suçların mahiyet ve önemi, cezaların caydırıcılık ve uslandırıcılık özelliğinin, en üst seviyede verilecek cezalarının infazıyla gerçekleşeceğinden, hakkında asgari hadden uzaklaşılarak, teşdiden ceza verildiği´ vurgulandı.

Ağar´ın, lehine olan 765 sayılı TCK´nın 313/2-3. maddelerinde yer verilen ´cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak´ suçundan 4 yıl hapis cezasına mahkum edildiği, cezanın, silahlı teşekkülün yöneticisi olduğu gerekçesiyle 313/4. maddesine göre, yarı oranında artırılarak, 6 yıl hapis cezasına yükseltildiği ve duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları ile sabıkasız oluşu dikkate alınarak, 5 yıl hapis cezasına indirildiği de kararda yer aldı. ( Zaman)

MİLLETVEKİLİ SEDAT BUCAK´IN ÖZEL HAREKATÇILARIN İŞLEDİĞİ SUÇLARA YARDIMI

08 Kasım 2011 - Ağar kararından: DYP´li Bucak, Topal cinayeti sonrası gözaltına alınan Özel Harekâtçılar için defalarca İstanbul Emniyeti´ni aradı. Susurluk hatırası Susurluk davasında (soldan sağa) Sami Hoştan, Sedat Bucak, Ali Fevzi Bir ile Özel Harekatçılar İbrahim Şahin, Ayhan Çarkın ve Ercan Ersoy la birlikte yargılandı. Bucak, suç işlemek için kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Mehmet Ağar hakkında verdiği kararın gerekçesinde o dönemde DYP Şanlıurfa Milletvekili olan Sedat Edip Bucak´la ilgili çarpıcı bir detay yer aldı. Bucak´ın Kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetinden hemen sonra gözaltına alınan Özel Harekâtçı polislerin durumunu öğrenmek için İstanbul Emniyet Müdürlüğünü defalarca aradığı belirtildi. Gerekçeli kararda Bucak´ın yaptığı aramaların amacının ´soruşturmayı engelleme olduğu´ vurgulandı. Mehmet Ağar´ın ´çete yöneticiliği´ suçundan mahkûm olduğu kararın gerekçesinde, o yıllarda DYP Şanlıurfa Milletvekili olan Sedat Edip Bucak ile ilgili çarpıcı değerlendirmelere yer verildi.

Ağar´dan da önce aramış

Ömer Lütfü Topal cinayetine adları karışan ve gözaltına alınan Özel Harekâtçı polisler Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz ile Topal´ın ortakları Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan´ın gelen bir ihbar telefonu üzerine gözaltına alındığı belirtildi. Bu isimlerin durumuyla ilgili olarak, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar´dan önce DYP´li Sedat Bucak´ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nü birçok kez aradığı, gerekçeli kararda yazıyor. Kararda şöyle deniliyor:

?Sanıklar gözaltına alınır alınmaz Sedat Edip Bucak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nü birçok kez makamından arayarak durumlarını sormuştur. Yine Emniyet Genel Müdürlüğü´nden durumları sorulmaya, bir delile ulaşılıp ulaşılmadığı araştırılmaya başlanmıştır. (Amaçlarının teşekkülü ve mensuplarını korumak, soruşturmayı engellemeye çalışmak olduğu değerlendirilmiştir) Daha sonra Mehmet Ağar´ın emri ve talimatları doğrultusunda hükümlü sanıklar Ankara´ya getirtilerek serbest bırakılmıştır.?

Dikkat çekici atamalar

Topal cinayetinden sonra söz konusu Özel Harekâtçı polislerin Bucak´ın koruması olarak atanmasının da ´dikkat çekici´ olduğu vurgulanan gerekçeli kararda, ?Özellikle bu ilişkiler yumağında yakın arkadaşlık bağı içerisinde ve teşekkülün faaliyetleri içerisinde bulunun hükümlü sanıklardan emniyet mensubu ve Bucak´ın koruması olan ismi geçen koruma görevlilerin ve diğer koruma görevlilerinin Ömer Lütfü Topal´ın öldürülmesinden hemen sonra Bucak´ın korumalığına atanmaları da zaman itibariyle dikkat çekicidir? denildi.

Silahları taşıdı

Gerekçeli kararda ´Susurluk silahlarının´ milletvekili Sedat Edip Bucak´ın arabasıyla taşındığına da dikkat çekilerek ?Abdullah Çatlı başkanlığında 14 kişilik silahlı grup tarafından gündüzleyin Hakkı Yaman Namlı´dan bulunan Tarık Ümit´in kullandığı sahte oto plakaların zorla alındığı, vahim suikast silahlarının ve mühimmatlarının milletvekili Sedat Edip Bucak´ın arabasında muhafaza edilerek Ankara - İstanbul -İzmir güzergâhında taşındığı da sabittir? denildi. Susurluk iddianamesinde Bucak aracında çıkan silahların kendisine ait olmadığını ve orada nasıl ve neden bulunduklarını bilmediğini anlatmıştı. ( Radikal)

(04 Kasım 2011), son güncel.: (08 Kasım 2011)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Ağar hafif cezayla kurtarıldı

Ağar´ın Susurluk´tan yargılandığı dava manşetlerimiz

Ağar´ın korkusu: Duvar yıkılıyor mu?

Ayhan Çarkın´ın Susurluk cinayetlerine dair şok itirafları manşetlerimiz

Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar

http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=3870    yazdır/print




Ağar hafif cezayla kurtarıldı

Susurluk davası sonuçlandı. Eski Bakan Mehmet Ağar, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargıladığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin önemli itiraflarda bulunan Ayhan Çarkın´ın tanık olarak dinlenilmesi talebini reddederek aceleyle karar vermesi tepki çekti. Mahkemenin bu aceleciliği, Danıştay saldırısı davasına bakan Ankara´daki mahkemenin saldırının Ergenekon örgütü ve o davayla bağlantısına dair deliller ortaya çıktığı halde acele ederek davayı sonuçlandırmasına benziyor. Yargıtay, davanın Ergenekon davasıyla birleştirilerek tekrar görüşülmesine karar vermişti. Hafif bir hapis cezasıyla kapatılan Ağar davasının da benzer gerekçeyle Yargıtay´da bozulması olasılığına dikkat çekiliyor.

15.09.2011 11:16 Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ı, ´Susurluk Davası´ kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargıladığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Davanın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki 12. duruşmasında karar çıktı. Mahkeme, Ağar´ı, lehine olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu´nun 313. maddesi uyarınca, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak´ suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkum etti. Mehmet Ağar´ın cezası onanırsa Ağar, 3 yıl 9 ay cezaevinde kalacak.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ı, ´Susurluk Davası´ kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargıladığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki duruşmaya vareste (bağışık) tutulan sanık Mehmet Ağar´ın avukatları Abdulkadir Toluç ile Abdullah Egeli katıldı. Bir grup Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat, 1994´te kaçırılarak öldürülen avukat Faik Candan´ın ailesi adına katılma talebinde bulundu.

Avukat Selçuk Kozağaçlı, ´Susurluk´ davası hükümlüsü Ayhan Çarkın´ın soruşturma savcısına ve sorgu hakimliğine verdiği ifadede, ´Mehmet Ağar´ın ve İbrahim Şahin´in adından açıkça söz ettiğini, işlenen cinayetleri anlattığını´ kaydetti ve Çarkın´ın basına yansıyan açıklamalarından bir bölümü okudu. Kozağaçlı, Ağar´ın yargılandığı konunun, ´Danıştay davası, Şemdinli davası, Susurluk olayı gibi devamı olduğuna inandıklarını´ kaydederek, katılma taleplerinin kabulünü istedi.

Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, Faik Candan´ın ailesi adına müdahillik talebinin reddini istedi. Katılma talebine konu olayın, iddianame içeriğinde anlatılmadığını, gerçekleşen bu olayla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin soruşturma yürüttüğünü belirten Taştan, bu sebeplerle katılma talebinin reddine karar verilmesini talep etti.

Savcı Taştan, Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinin yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Ayhan Çarkın´ın yargılama konusu iddianamede belirtilen olayla ilgili olarak beyanının alınması için mahkemede hazır edilmesini ve CMK´nın 250. maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine, Çarkın´ın Mehmet Ağar hakkında ifade verip vermediği ve soruşturma yapılıp yapılmadığı yönünde gönderilen müzekkerenin cevabının beklenilmesine karar verilmesini istedi.

Ağar´ın avukatları, katılma talebinin reddini istedi.

FAİK CANDAN AİLESİNİN MÜDAHİLLİK TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme heyeti, ara kararında, sanığın yargılandığı suç açısından katılma talebinde bulunanların doğrudan zarar gördükleri hususu sabit olmadığından, katılma talebinin reddine karar vererek, duruşmaya devam etti.

ÇARKIN´IN AĞAR HAKKINDA İFADE VERİP VERMEDİĞİ BEKLENMEDİ

Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine, Çarkın´ın Mehmet Ağar hakkında ifade verip vermediği, soruşturma yapılıp yapılmadığı, gizlilik kararı yok ise Çarkın´ın onaylı ifade suretlerinin gönderilmesinin istendiği müzekkereye cevap gönderilmediğini açıkladı.

ÇARKIN´IN TANIK OLARAK DİNLENİLMESİ TALEBİ REDDEDİLDİ

Savcı Taştan ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkereye cevap geldiğinde, cevap içeriğine göre daha önce verilen esas hakkındaki görüşle ilgili beyanda bulunacağını bildirdi. Savcı Taştan, halen Ankara´daki bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Ayhan Çarkın´ın da tanık olarak dinlenilmesini istedi.

Ağar´ın avukatları ise ´yargılama konusuyla ilgili olmadığından Çarkın´ın dinlenilmemesini ve aynı gerekçeyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine yazılan müzekkere cevabının beklenmesinden vazgeçilmesini´ talep etti.

Mahkeme heyeti, daha sonra baş başa müzakereye geçti. Müzakerenin ardından Başkan Hasan Şatır, iddia makamının Çarkın´ın tanık olarak dinlenilmesi talebinin reddine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkerenin cevabının beklenilmesinden vazgeçilmesine karar verildiğini açıkladı.

Bir kez daha esas hakkındaki görüşü sorulan Savcı Taştan, dosyaya yeni bir delil girmemesi nedeniyle daha önce verdiği esas hakkındaki görüşü tekrarladığını belirtti.

Ağar´ın avukatları, esas hakkındaki savunmalarında eski beyanlarını tekrarlayarak, müvekkillerinin beraatına karar verilmesini, aksi yönde bir karar verilmesi halinde de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istedi.

AĞAR´A 5 YIL HAPİS CEZASI

Mahkeme, Mehmet Ağar´ı, lehine olan 765 sayılı TCK´nın 313/2-3. maddelerinde yer verilen ´cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak´ suçundan 4 yıl hapis cezasına mahkum etti, cezayı, silahlı teşekkülün yöneticisi olduğu gerekçesiyle TCK´nın 313/4. maddesine göre, yarı oranında artırarak, 6 yıl hapis cezasına hükmetti. Mehmet Ağar´ın, duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları ile sabıkasız oluşunu dikkate alarak, bu cezayı altıda bir oranında indiren mahkeme, sonuç olarak Ağar´ı 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, aynı kanunun 31. maddesi uyarınca Ağar´ın, ´müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmasına´ karar verdi. ( AA)

DANIŞTAY DAVASI GİBİ KAPATILDI, YARGITAY´DAN DÖNEBİLİR

Mahkemenin davayla ilgili önemli ve somut itiraflarda bulunan Ayhan Çarkın´ın tanık olarak dinlenilmesi talebini reddederek aceleyle karar vermesi tepki çekti. Mahkemenin bu aceleciliği, Danıştay saldırısı davasına bakan Ankara´daki mahkemenin saldırının Ergenekon örgütü ve o davayla bağlantısına dair deliller ortaya çıktığı halde acele ederek davayı sonuçlandırmasına benziyor. Yargıtay, davanın Ergenekon davasıyla birleştirilerek tekrar görüşülmesine karar vermişti. Hafif bir hapis cezasıyla kapatılan Ağar davasının da benzer gerekçeyle Yargıtay´da bozulması olasılığına dikkat çekiliyor.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanıyordu. Danıştay 1. Dairesi, Ağar´ın ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek´ iddiası yönünden lüzumu muhakemesine ve eylemine uyan TCK´nın, ´suç işlemek için örgüt kurmak´ başlıklı 220. Maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti. Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Daire´nin kararını onayarak dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar´ın ´vali´ statüsünde olduğu gerekçesiyle dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüş, Ağar´ın isnat edilen suç tarihinde Emniyet Genel Müdürü olduğuna işaret eden daire, ´görevsizlik´ kararı vererek dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesi´ne iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de ´görevsizlik´ kararı vererek dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.

Öte yandan, duruşma öncesinde adliye önünde basın açıklaması yapan bir grup, ´Ağar´ın, zoraki açılan bir davada aklanmaya çalışıldığını´ iddia ederek, ´Ağar´ın cezalandırılmasını´ istedi.

AĞAR: YARGITAY SÜRECİ VAR

Mehmet Ağar, CNN Türk´e yaptığı açıklamada Yargıtay süreci var, avukatlar açıklama yapacak dedi.

Çarkın´ın itirafları Mehmet Ağar´ı da etkileyebilir

Ağar´ın adı, eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın´ın itiraflarıyla yıllar sonra tekrar açılan faili meçhul cinayetler soruşturmasında da bugünlerde sık sık geçiyor. Ağar´ın yakında bu soruşturma kapsamında da ifadeye çağrılması bekleniyor. Ayhan Çarkın´ın adı, 1990´larda Terörle Mücadele ekibi içindeyken yargısız infaz olaylarına karıştı. Bir dönem Susurluk kazasından yaralı kurtulan eski milletvekili Sedat Bucak´ın koruması olan Çarkın, Susurluk davasında yargılandı, 4 yıla hüküm giydi. Çıktıktan sonra bir süre adı unutulan ve çay bahçesi işletmeye başlayan Çarkın, Bu yıl Kazlıçeşme´de BDP´nin Nevruz alanında kürsüye çıkmaya çalışınca yeniden gündeme geldi. 22 Mart´ta Radikal´e Pınarcık katliamı, faili meçhuller, devlet ve Ergenekon ilişkileriyle ilgili çarpıcı itiraflarda bulunan Çarkın önce İstanbul özel yetkili savcısınca sorgulandı. 5 Haziran´da faili meçhullerin Ankara ayağı kapsamında tutuklandı. Çarkın´ın itirafları, dokunulmazlığı nedeniyle 1996´da meydana gelen Susurluk kazasıyla ilgili olarak ancak 2008´de yargılanmaya başlanan ve ´görevi ihmal´le suçlanan Mehmet Ağar´ın durumunu etkileyebilir. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)

AĞAR: KENDİMDEN EMİNİM, VİCDANEN RAHATIM

Susurluk davasında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ suçlamasıyla 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Mehmet Ağar, Avukatlar yazılı bir açıklama yapacak.Yargıtay sonucunu bekleyelim. değerlendirmesinde bulundu. Cihan Haber Ajansı´nın (Cihan) ulaştığı Mehmet Ağar, mahkemenin kararı hakkında kısa bir açıklama yapmakla yetindi. Konunun yasal sürecinin devam ettiğini belirten Ağar, Avukatlar yazılı bir açıklama yapacak. Yargıtay sonucunu bekleyelim. dedi. Ağar daha sonra avukatları Abdulkadir Toluç ve Abdullah Egeli aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada, ´Mahkeme kararlarında hüküm cümlesi şu sözle başlar, ´Türk Milleti adına´. Bizim için o sözle başlayan cümlenin nasıl devam ettiği veya edeceği önemli değildir. Bizim aşık olduğumuz, bir ömrü adadığımız o kelimedir. Benden kimse buğz etmemi beklemesin´ görüşünü dile getirdi. ´Ben kendimden eminim ve vicdanen rahatım´ diyen Ağar, yargı sürecinin devam ettiğini kaydetti. Mehmet Ağar, ´Deliller ve dosya müktesebatı ile paralellik arz etmeyen bu kararın Yargıtayda düzeleceğine emin olduğumu belirtir, herkesin devam eden yargı sürecine saygı göstermesini rica ederim´ dedi. (Cihan)

SUSURLUK OLAYI NEDİR?

16 Eylül 2011 - Susurluk davasına giden olay, 3 Kasım 1996´da Balıkesir´in Susurluk ilçesinde bir kamyonla Mercedes marka bir aracın kaza yapmasıyla başlamıştı. Kazada polis müdürü Hüseyin Kocadağ, üzerinde Mehmet Özbay sahte kimliği bulunan Abdullah Çatlı ve sevgilisi Gonca Us hayatını kaybederken, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı kurtulmuştu. Abdullah Çatlı´yı tanıdığını reddeden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.

YARGITAY BAŞSAVCILIĞI CEZANIN ONANMASINI İSTEDİ

21.03.2012 11:13 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 yıl hapis cezası verilen İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar´ın cezasının onanmasını istedi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Başsavcılığın tebliğnamesine uyarsa Ağar´ın 5 yıllık hapis cezası kesinlik kazanacak. Yargıtay´ın kararı onaması halinde Ağar, 2 yıl hapis yatacak.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Susurluk´ta 3 Kasım 1996´da siyaset, mafya, polis ilişkilerinin gün yüzüne çıktığı kazanın ardından açılan Susurluk Davası´nın son sanığı olan ve milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle ancak 16 yıl aradan sonra yargılanabilen dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından 5 yıl hapse mahkum etti. Mahkeme, Ağar hakkındaki kararını verirken, Susurluk sanıklarının işledikleri cinayetler, yağma, yol kesme, adam kaldırma, meskun mahallerde silahla dolaşma gibi eylemlerin tamamını örgüt kurmak ve yönetmek suçu kapsamında değerlendirdi. Ağar´ın avukatları karara itiraz edince dosya Yargıtay´ın gündemine geldi. Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Ağar´ın dosyasıyla ilgili incelemesini tamamlayarak tebliğnamesini hazırladı. ANKA´nın edindiği bilgiye göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Ağar´ın 5 yıllık hapis cezasının onanmasını istedi.

KARAR ONANIRSA AĞAR 2 YIL HAPİS YATACAK

Ağar´ın dosyası önümüzdeki günlerde Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından incelenecek. Daire, Başsavcılığın tebliğnamesine uyarsa Ağar´ın 5 yıllık hapis cezası kesinlik kazanacak. Ağar, Yargıtay´ın kararı onaması halinde 2 yıl cezaevinde kalacak.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul DGM Başsavcılığı, 9 Şubat 1998 tarihli iddianamesi ile Mehmet Ağar hakkında, cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak, görevi kötüye kullanmak suçlarından dava açtı. İstanbul 6 No´lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ağar´ın, suç tarihinde Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı, Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürürken ´vali´ statüsünün de bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Yargıtay ise bu konudaki kararın Danıştay tarafından verilmesi gerektiğine hükmetti. Danıştay 1. Daire ise 2007´deki seçimlerde milletvekili seçilemeyen Ağar´ın yargılanmasına karar verdi. 2008 yılında kesinleşen karar, Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi´ne gönderildi. Mahkeme de teşekkül oluşturmak suçunun silahlı olması nedeniyle görevsizlik kararı vererek, dosyayı bu suça bakmakla görevli özel yetkili Ankara 11. Ağır Mahkemesi´ne gönderdi. Böylece Ağar´ın yargılanmasına başlandı. Yargılama sonucunda mahkeme, Ağar´ı, lehine olan 765 sayılı eski TCK´nın 313/2-3. maddelerinde yer verilen cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan 4 yıl hapis cezasına mahkum etti, cezayı, silahlı teşekkülün yöneticisi olduğu gerekçesiyle TCK´nın 313/4. maddesine göre, yarı oranında artırarak, 6 yıl hapis cezasına hükmetti. Ağar´ın, duruşmada gözlemlenen hal ve tavırları ile sabıkasız oluşunu dikkate alarak, bu cezayı altıda bir oranında indiren mahkeme, sonuç olarak Ağar´ı 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. (ANKA)

YARGITAY KARARI ONADI

16.04.2012 10:37 Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mehmet Ağar´a ´Susurluk Davası´ kapsamında verilen 5 yıl hapis cezasını onadı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ı, ´Susurluk Davası´ kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargıladığı davada 5 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle onadı. Ağar hakkında zaman aşımı süresinin dolup dolmadığının irdelendiği kararda, sanığa atılı suçun ´kesintisiz´ suçlardan olması dikkate alınarak tespit edilen suç tarihi ile soruşturma ve kovuşturma safhalarında gerçekleşen zaman aşımını kesen ve durduran sebeplere göre dava zaman aşımı bakımından bir kovuşturma engelinin bulunmadığının tespit edildiği ifade edildi. Kararda, Ağar´ın yöneticisi olduğu iddia ve kabul edilen teşekkülün sübutu ve niteliğinin Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen İstanbul 6 No´lu Devlet Güvenlik Mahkemesi´nin, 12 Şubat 2001 günlü kararı ile de ortaya konulduğu belirtildi. Kararda, yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre, Ağar´a yüklenen ´suç işlemek amacıyla kurulmuş silahlı teşekkülü yönetmek´ suçunun sübut olduğu, bu nedenle oy birliğiyle hükmün onanmasına karar verildiği bildirildi. ( AA)

(15 Eylül 2011), son güncel.: (16 Nisan 2012)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Ağar´ın Susurluk´tan yargılandığı dava manşetlerimiz

Çarkın´ın itirafları Ağar davasında

Ağar´ın korkusu: Duvar yıkılıyor mu?

Ayhan Çarkın´ın Susurluk cinayetlerine dair şok itirafları manşetlerimiz

Susurluk skandalı ve cinayetlerine dair çeşitli devlet kurumlarınca hazırlanan raporlar

http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=3738    yazdır/print




Çarkın´ın itirafları Ağar davasında

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ın ´Susurluk davası´ kapsamında yargılandığı davada, Ayhan Çarkın´ın verdiği ifadenin örneğinin istenmesini kararlaştırdı.

26.05.2011 17:35 Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Ağar´ın ´Susurluk davası´ kapsamında yargılandığı davada, Ayhan Çarkın´ın verdiği ifadenin örneğinin istenmesini kararlaştırdı.

Davanın bugünkü duruşmasına, vareste tutulan Mehmet Ağar´ın avukatları Abdulkadir Toluç ile Abdullah Egeli katıldı. Bir grup Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat, Hanım Şakar, Hüseyin Şimşek, İsmail Hakkı İlçi ve Reşat Karataş adına davaya müdahillik talebinde bulundu.

Avukat Selçuk Kozağaçlı, ´Susurluk´ davası hükümlüsü Ayhan Çarkın´ın kamuoyuna yansıyan açıklamalarının ardından özel bir durum ortaya çıktığını savunarak, ´Bu çete sadece kumarhanelerden haraç almadı, insanları kaçırdı ve öldürdü´ dedi. Çarkın´ın açıklamalarının önemli olduğunu belirten Kozağaçlı, Ayhan Çarkın´ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadesinin istenmesine ve kendisinin mahkeme huzurunda da dinlenilmesine karar verilmesini talep etti.

Ağar hakkındaki davanın ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturma´ suçlamasıyla açıldığını, cumhuriyet savcısının ise esas hakkındaki görüşünde Ağar´ın ´suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme´ suçundan cezalandırılmasını istediğini hatırlatan Kozağaçlı, ´Çarkın ifade verdiği takdirde mahkeme Ağar´ın örgüt yöneticiliğinden mi üyeliğinden mi yoksa yardım ve yataklıktan mı yargılanacağını değerlendirebilecektir. Mahkemeden beklentimiz, suçu öğrenmiş kamu görevlileri olarak savcılığa suç duyurusunda bulunmasıdır. Bunun ardından ek iddianame hazırlanacaktır´ diye konuştu. ´Müvekkillerinin yakınlarının Çarkın´ın açıklamalarında bahsi geçen yerlerde öldürüldüğünü´ ifade eden Kozağaçlı, bu nedenle katılma talebinde bulunduklarını kaydetti.

Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, bu aşamada mahkemenin iddianame ile bağlı olduğunu belirterek, iddianamede suç vasfının sadece ´silahlı suç örgütü kurma´ olduğunu hatırlattı. Savcı Yüksel, bu nedenle doğrudan zarar görme ihtimali bulunmadığından katılma talebinin reddine karar verilmesini talep etti. Ağar´ın avukatları da talebin reddini istedi.

Mahkeme heyeti, ara kararında, CMK´nın 237. ve devamı maddeleri uyarınca sanığın yargılandığı suç açısından katılma talebinde bulunanların doğrudan zarar gördükleri hususu sabit olmadığından katılma talebinin reddini kararlaştırarak duruşmaya devam etti.

Cumhuriyet Savcısı Yüksel, daha önce meslektaşları tarafından verilen esas hakkındaki görüşe katılıp katılmayacağı hususunda, dosyaya geçici olarak çıktığından, görüş bildirmek için süre verilmesini istedi. Çarkın´ın yazılı ve görsel basına da yansıyan birtakım açıklamalarda bulunduğunu ve İstanbul Özel Yetkili Başsavcıvekilliğince Ayhan Çarkın´ın ifadesinin alındığını hatırlatan Yüksel, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine müzekkere yazılarak söz konusu ifadenin onaylı bir örneğinin istenmesini talep etti. Sanık avukatları ise iddia makamının talebinin dosyayla ilgisi olmadığını savunarak, reddini istedi.

Mahkeme, savcının daha önce verilen esas hakkındaki görüşe katılıp katılmayacağı bildirmesi ya da soruşturmanın genişletilmesi talebi olmadığı takdirde esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dava dosyasının iddia makamına verilmesine karar verdi.

CMK´nın 250. maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine müzekkere yazılarak Çarkın´ın Mehmet Ağar hakkında ifade verip vermediğinin ve soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasına, gizlilik kararı yok ise Çarkın´ın onaylı ifade suretlerinin gönderilmesinin istenmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 15 Eylül 2011´e erteledi.

ÇHD´nin açıklaması

ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, mahkemenin ´gizlilik kararı yoksa Çarkın´ın, Ağar ile ilgili ifadelerinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğinden istenmesine´ karar verdiğini hatırlatarak, ´Oysa ki bu dosyada gizlilik kararı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bu ifadeler getirilmeyecek. Doğru olan Çarkın´ın buraya, mahkemeye getirilmesidir. Doğru olan Ayhan Çarkın´ın bu çetenin şefleri hakkındaki, kontrgerilla liderleri hakkındaki, İbrahim Şahin hakkındaki, Mehmet Ağar hakkındaki ifadelerinin bizzat mahkemece alınmasıdır, yeni davaların açılmasıdır, bu suçluların gerçek suçlarından yargılanmasıdır´ diye konuştu. ( AA)

Davanın geçmişi

Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanıyor. Danıştay 1. Dairesi, Ağar´ın, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek´ iddiası yönünden lüzumu muhakemesine ve eylemine uyan TCK´nın, ´suç işlemek için örgüt kurmak´ başlıklı 220. Maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti. Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar´ın ´vali´ statüsünde olduğu gerekçesiyle, dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüş, Ağar´ın isnat edilen suç tarihinde ´Emniyet Genel Müdürü´ olduğuna işaret eden daire, ´görevsizlik´ kararı vererek dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de ´görevsizlik´ kararı vererek dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.

Her olayda adı geçti

Ağar´ın Susurluk sürecindeki her olayda adı geçti. Korkut Eken´in mahkum olduğu kayıp silahlar için Devlet sırrı diyerek bilgi vermedi. İstanbul DGM Ağar hakkında, Sedat Bucak ile birlikte ´Cürüm işlemek için çete kurmak suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Ancak Ağar dokunulmazlığı bulunduğu için yargılanamadı. Mehmet Ağar, olayların meydana geldiği tarihte Vali ve Bakan olduğunu ve Yargıtay ya da Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. Ağar, 15 Haziran 2000´de ise Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8´e karşı 6 oyla Yüce Divan´a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı. Ağar dokunulmazlığı kalktıktan sonra Kasım 2008´de yargılanmaya başlandı. Hakkında cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı´nın gizlenmesine yardım etmek; Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma belgesi ve Yeşil pasaport verilmesini sağlayarak görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Davanın son aşamasında ise sadece Yeşil pasaport ve silah taşıma belgesi vermekten cezalandırılması istendi.

(26 Mayıs 2011, 17:35)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Mehmet Ağar´ın Susurluk´tan yargılandığı dava ile ilgili manşetlerimiz

Ayhan Çarkın´ın şok itirafları ve gözaltına alınışı manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=3336    yazdır/print




Ağar´ın Susurluk´tan yargılandığı dava ertelendi

Mehmet Ağar´ın ´Susurluk davası´ kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargılandığı dava, sanık avukatlarına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için bir kez daha süre verilerek ertelendi.

Ağar´ın Susurluk´tan yargılandığı dava ertelendi

Mehmet Ağar´ın ´Susurluk davası´ kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargılandığı dava, sanık avukatlarına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için bir kez daha süre verilerek ertelendi.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen ve vareste sanık Ağar´ın hazır bulunmadığı duruşmaya avukatları Abdulkadir Toluç ile Abdullah Egeli katıldı. Bir grup Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat, kardeşleri öldürülen Zeynep Yıldırım adına müdahillik talebinde bulundu. ÇHD Genel Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, Zeynep Yıldırım´ın kardeşi Mustafa Bektaş´ın 10 Nisan 1996´da, Ağar´ın bakanlık yaptığı dönemde İstanbul´da öldürüldüğünü söyledi. Daha önce de davaya katılma talebinde bulunduklarını anımsatan Kozağaçlı, müdahillik taleplerine gerekçe gösterdikleri eylemlerin, ´Ağar´ın ve çetesinin sorumluluğunda´ gerçekleştirildiğini iddia etti.

Cumhuriyet savcısının, önceki celse verdiği esas hakkındaki görüşünde, Ağar´ın, ´suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istediğini anımsatan Kozağaçlı, ´Ağar, araba çizmekten yargılansaydı, daha fazla ceza istenecekti´ dedi. Cumhuriyet savcısı, ´Zeynep Yıldırım´ın suçtan doğrudan zarar gördüğü sabit olmadığı ve dosya kapsamı´ nedeniyle müdahillik talebinin reddini istedi. Mahkeme heyeti de suçtan doğrudan zarar gördüğü sabit olmadığı gerekçesiyle katılma talebinin reddine karar verdi. Mahkemenin bu kararının ardından söz alan Ağar´ın avukatları, esas hakkındaki savunmalarını tamamlayamadıklarını belirterek, kısa bir süre verilmesini istediler. Mahkeme, sanık avukatlarına savunmalarını tamamlamaları için süre vererek, duruşmayı 24 Şubat 2011´e bıraktı.

Savcının esas hakkındaki görüşü

Cumhuriyet savcısı, önceki celse verdiği esas hakkındaki görüşünde, Ağar´ın, ´örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte bulunduğu konum itibariyle mevcudiyetini bilmemesi mümkün olmayan ve haksız ekonomik çıkar amacıyla faaliyet gösterdiği anlaşılan, mahkemece varlığı tespit olunan silahlı örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiğini´ kaydetmişti. Mehmet Ağar´a isnat edilen eylemle ilgili suçlama sırasında 765 sayılı TCK´nın yürürlükte olduğunu belirten savcı, Ağar´ın, lehine olan 765 sayılı TCK´nın 314/1. maddesi uyarınca ´suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.

Davanın geçmişi

Mehmet Ağar, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanıyor. Danıştay 1. Dairesi, Ağar´ın, ´cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek´ iddiası yönünden lüzumu muhakemesine ve eylemine uyan TCK´nın, ´suç işlemek için örgüt kurmak´ başlıklı 220. Maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti. Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar´ın ´vali´ statüsünde olduğu gerekçesiyle, dosya Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüş, Ağar´ın isnat edilen suç tarihinde ´Emniyet Genel Müdürü´ olduğuna işaret eden daire, ´görevsizlik´ kararı vererek dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi de ´görevsizlik´ kararı vererek dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti. ( AA, Zaman)

Her olayda adı geçti

Ağar´ın Susurluk sürecindeki her olayda adı geçti. Korkut Eken´in mahkum olduğu kayıp silahlar için Devlet sırrı diyerek bilgi vermedi. İstanbul DGM Ağar hakkında, Sedat Bucak ile birlikte ´Cürüm işlemek için çete kurmak suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Ancak Ağar dokunulmazlığı bulunduğu için yargılanamadı. Mehmet Ağar, olayların meydana geldiği tarihte Vali ve Bakan olduğunu ve Yargıtay ya da Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. Ağar, 15 Haziran 2000´de ise Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8´e karşı 6 oyla Yüce Divan´a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı. Ağar dokunulmazlığı kalktıktan sonra Kasım 2008´de yargılanmaya başlandı. Hakkında cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı´nın gizlenmesine yardım etmek; Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma belgesi ve Yeşil pasaport verilmesini sağlayarak görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Davanın son aşamasında ise sadece Yeşil pasaport ve silah taşıma belgesi vermekten cezalandırılması istendi.

(03 Şubat 2011, 16:56)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Flaş!!! Askeri mahkeme davayı reddetti, söz sivillerde

Islak İmzalı ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetlerimiz

7´nci iddianamede (Islak İmza) arama yap

http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=2903    yazdır/print




Susurluk Davası: Mehmet Ağar´a hapis istemi

Mehmet Ağar´ın, ´Susurluk´ davası kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanmasına devam edildi. Bugünkü duruşmada savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı ve Ağar için ´Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Duruşma Şubat ayına ertelendi. Mahkeme savcının ceza talebini bu şekilde kabul ederse bunun anlamı Ağar´ın hapiste yatmayacağı. Çünkü yasalara göre 2 yıldan az olan cezalar erteleniyor.

Susurluk Davası: Mehmet Ağar´a hapis istemi

Mehmet Ağar´ın, ´Susurluk´ davası kapsamında Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle yargılanmasına devam edildi. Bugünkü duruşmada savcı esas hakkındaki görüşünü açıkladı ve Ağar için ´Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Duruşma Şubat ayına ertelendi. Mahkeme savcının ceza talebini bu şekilde kabul ederse bunun anlamı Ağar´ın hapiste yatmayacağı. Çünkü yasalara göre 2 yıldan az olan cezalar erteleniyor.

Eski DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar´ın ´Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ iddiasıyla yargılandığı davanın görüşülmesine devam edildi. ´Susurluk´ davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili, ´Cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu´ gerekçesiyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılanan Mehmet Ağar´ın, ´Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Davanın bugünkü duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Taştan, Mehmet Ağar´a isnat edilen suçun, 5237 sayılı TCK´nın 220/7. maddesinin yollaması ile 220/2. maddesine uyduğu, aynı eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK´nın 314. maddesinde düzenlendiğini belirtti. Savcı Taştan, bu yasa hükümlerinin ceza miktarı itibariyle sanık Ağar lehine olduğunu ifade ederek, Mehmet Ağar´ın 765 sayılı TCK´nın 314/1. maddesi uyarınca, ´Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek´ iddiasıyla 6 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Duruşma, 3 Şubat 2011 tarihine ertelendi.

12 yıl 6 aya indi

Ağar´ın bugüne kadar yargılandığı Suç işlemek için örgüt kurmaktan değil, Suç örgütüne yardım etmekten 6 aydan bir yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Savcılık, Ağar´ın MİT muhbiri Tarık Ümit ve Gazinocular Kralı Ömer Lütfü Topal cinayetleriyle ilişkisini de saptayamadı. Savcının mütalaası, mahkemece de benimsenip bu çerçevede bir karar verildiği taktirde Ağar´ın cezasının ertelenmesi de gündeme gelecek.Ağar hakkındaki suçlama Örgüt kurmaktan çıkarılıp Örgüte yardım kapsamına girince, suç tarihi itibarıyla eski TCK´ya göre yargılandığı için hakkında istenen 12 yıllık ceza da, eski TCK´daki 314´üncü madde kapsamına uyarlandı. Davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, ?Ağar´ın, cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturduğu ve Ömer Lütfü Topal ile Tarık Ümit´in öldürülmesi için talimat verdiği yönünde delil bulunmadığını vurguladı. Böylelikle Ağar hakkındaki Adam öldürme talimatı gibi iddialar da düştü. Ancak Ağar´ın olay tarihinde Emniyet Genel Müdürü olması, bulunduğu konum nedeniyle görevini suistimal ederek Abdullah Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma izin belgeleri ile Yeşil pasaport verdiği kaydedildi. Ağar´ın bu iki olaydan cezalandırılması istendi.

´Sanki tavuk çaldı´

Susurluk olayı sırasında İçişleri Bakanı olan ve görevinden istifa etmek durumunda kalan Ağar hakkında istenen hafif cezaya hukukçular ve siyasilerden tepki geldi. Bu konudaki görüşler şöyle:

Selçuk KOZAĞAÇLI (Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı): Savcı, Ağar hakkında öyle bir maddeden ceza istedi ki bu madde ancak mahallede bir araya gelip, komşu kümesinden tavuk çalan 3 kişiye uygulanabilir. Ağar, gerçek suçlarından cezalandırılmalı ve halka karşı işlediği hiçbir suçun unutulmayacağını bilmelidir.

Şahin MENGÜ (CHP milletvekili): İspanya´daki ETA terör örgütüyle mücadele etmek için İspanyol derin devletinin kurduğu bir teşkilat vardı. Bu teşkilat BASK liderini öldürdü. Sonra öldürenler yakalandı ve arkasından aynı Ağar´ınki gibi bir süreç başlatıldı. Böyle davalarla faili meçhuller ve karanlık süreci aydınlatamazsınız. Kimse kusura bakmasın yaşananlara kargalar bile güler.

Ahmet ERSİN (CHP milletvekili): Ağar, Susurluk önemli aktörlerinden birisidir. Susurluk çeteleşmesinin önemli figürüydü. Susurluk süreci birkaç özel timcinin üzerine kaldı. Oysa, Susurluk´un anası da babası da dışarıda.. Anası Tansı Çiller´dir. Şimdi bu aşamadan sonra altı aydan bir yıla kadar isteniyor. Ceza alsa da muhtemelen ertelenecek. Artık herkes Susurluk´u unuttu. Yani psikolojik etkileri ortadan kalktı onun için bu davanın bir sonuç vereceğine içtenlikle inanmıyorum.

Fikri SAĞLAR (Eski Bakan Susurluk Komisyonu üyesi): Mehmet Ağar zaten 14 yıldır korunuyor ve yargılanamıyordu. Şimdi hakkında 6 ay-1 yıl ceza istenmesi, ceza verilse dahi bunun erteleneceğini gösteriyor. Koruma mekanizması devam ediyor. Türkiye´nin hukuk devleti olmaktan çıkarılmasının yeni bir örneğidir.

Her olayda adı geçti

Ağar´ın Susurluk sürecindeki her olayda adı geçti. Korkut Eken´in mahkum olduğu kayıp silahlar için Devlet sırrı diyerek bilgi vermedi. İstanbul DGM Ağar hakkında, Sedat Bucak ile birlikte ´Cürüm işlemek için çete kurmak suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Ancak Ağar dokunulmazlığı bulunduğu için yargılanamadı. Mehmet Ağar, olayların meydana geldiği tarihte Vali ve Bakan olduğunu ve Yargıtay ya da Yüce Divan tarafından yargılanabileceğini söyledi. Ağar, 15 Haziran 2000´de ise Suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak iddiasıyla hakkında oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından 8´e karşı 6 oyla Yüce Divan´a sevkine gerek olmadığına karar verilerek aklandı. Ağar dokunulmazlığı kalktıktan sonra Kasım 2008´de yargılanmaya başlandı. Hakkında cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı´nın gizlenmesine yardım etmek; Çatlı ve Yaşar Öz´e silah taşıma belgesi ve Yeşil pasaport verilmesini sağlayarak görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Davanın son aşamasında ise sadece Yeşil pasaport ve silah taşıma belgesi vermekten cezalandırılması istendi. Ağar´ın davasına 3 Şubat 2011´de devam edilecek.

(11 Kasım 2010), son güncel.: (12 Kasım 2010)

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Fuhuş ve Casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz

Heron ihaneti manşetlerimiz

PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten

Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz

http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=2492    yazdır/print




ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.561.306